Talkım vermek terimi, İslami söylemden tanıdık bir terim olmalı. Cenazesine katıldığınız kişinin, namazı kılınmadan önce annesinin adı okunarak, sonrasında; adının zikredilmesi tam bu terimin karşılığı. Webde aratırsanız, “telkin” ile karıştıran çok olur, aldırmayın. “Falanca babanın oğlu Mehmet, demezler meftaya. Falanca annenin oğlu, Mehmet.” derler. Zira bir evladın babasını sadece anne bilirdi o zamanlarda. Babalık testi yapmak pek mümkün değildi, 1500 yıl önce. Tam da bundan binlerce yıl önce, kadının erkekten çok daha kutsal, hatta yaratıcı sayıldığı zamanlarda olduğu gibi…
İnsanlık, bir aşama olarak daha cilalı taş devrindeydi. Kadın, doğurabiliyordu ama erkek bu konuda bir etkisi olduğunun farkında değildi. Bir kadın ve bir erkek birlikte oluyordu ama bundan dokuz buçuk ay sonra doğum oluyordu. O zaman erkekler kendilerinin bu işte bir dahli olduğunu anlayamamıştı. O sebeple; kadını yaratıcı olarak görüyor ve tüm Tanrı figürlerini kadın olarak belirliyordu insanlık, hatta erkekler tırsıyordu da kadından… Tek tanrılı dinlere 7.000-8.000 yıl daha vardı.
2020′ ye geri gelelim. Genetik bilimi ve diğer ilerlemelerle birlikte artık bir kadın, erkek hiç olmadan, kök hücresinden sperm üretip, kendi yumurtasını dölleyebilecek durumda (yani bir kaç yıla kadar kesin olarak bu durumda olacak.). O zaman bize ne gerek kalacak. Kuşaklar boyu ürettiğimiz o kahramanlık hikayeleri ne olacak..? Elini yüzünü yıka ve ayıl.